Jim Jarmusch'un en önemli, en katmanlı filmlerinden "Ölü Adam" (Dead Man) sinemada farklı bir seyirlik arayanları memnun edecek türden.
Kısaca Konusu: "William Blake" , yeni işi için vahşi batıya uzanan bir yolculuğa çıkar. Kendisine çok farklı olan bu dünyada, "Hiç kimse" isimli bir yerli ile tanışır. "Hiç kimse" Blake'in, çok sevdiği ve ölmüş olan şair William Blake olduğunu düşünmektedir.
"Ölü Adam" (Dead Man) filminin etkileyiciliği hususunu birden fazla unsura dayandırmak mümkün sanırım. Görsel yetkinliği, western türüne getirdiği farklı bakış, altında yatan dingin felsefesi, kıvamı iyi tutan oyunculukları ve en nihayetinde, Jim Jarmusch gibi sinema sevgisiyle donanan, bağımsız bir yönetmen tarafından kotarılması.
Kısaca Konusu: "William Blake" , yeni işi için vahşi batıya uzanan bir yolculuğa çıkar. Kendisine çok farklı olan bu dünyada, "Hiç kimse" isimli bir yerli ile tanışır. "Hiç kimse" Blake'in, çok sevdiği ve ölmüş olan şair William Blake olduğunu düşünmektedir.
"Ölü Adam" (Dead Man) filminin etkileyiciliği hususunu birden fazla unsura dayandırmak mümkün sanırım. Görsel yetkinliği, western türüne getirdiği farklı bakış, altında yatan dingin felsefesi, kıvamı iyi tutan oyunculukları ve en nihayetinde, Jim Jarmusch gibi sinema sevgisiyle donanan, bağımsız bir yönetmen tarafından kotarılması.
Jim Jarmusch, Amerikan bağımsız sinemasını takip edenler için önemli bir yer teşkil eder. Çektiği, "Cennetten de Garip", "Gizem Treni", "Hayalet Köpek" gibi aslında sadece, özde benzerlik kurulabilir görünen filmler, Jim Jarmusch'un türlere hakimiyetini, kendine özgü yenilikçi sinema dilini gözler önüne serer. "Ölü Adam" da ise, yakaladığı görsel atmosfer ve filmin yer yer westernlere özgü sert tavrına tezat oluşturan naif anlatım dili yapımı daha ileri götüren en önemli nedenlerdir.
Filmlerinde çok çeşitli kaynaklardan yararlanan Jarmusch, burada şiirleri ve şair William Blake'i referans noktası olarak ele alır. "Hiç kimse"nin (Gary Farmer) William Blake'i (Johnny Depp), ölü İngiliz şair William Blake sanması, filmin gidişatını doğrudan etkileyen en önemli unsurdur. "Hiç kimse"nin şiirlerden yaptığı alıntılar, Blake'i kendi içine bakmaya zorlaması ve bir şeylere hazırlar gibi durması hem Blake hem de bizim için bir belirsizlik halini alır.
Filmlerinde çok çeşitli kaynaklardan yararlanan Jarmusch, burada şiirleri ve şair William Blake'i referans noktası olarak ele alır. "Hiç kimse"nin (Gary Farmer) William Blake'i (Johnny Depp), ölü İngiliz şair William Blake sanması, filmin gidişatını doğrudan etkileyen en önemli unsurdur. "Hiç kimse"nin şiirlerden yaptığı alıntılar, Blake'i kendi içine bakmaya zorlaması ve bir şeylere hazırlar gibi durması hem Blake hem de bizim için bir belirsizlik halini alır.
Tabi bu, filmin daha çok felsefi ve ana boyutu. Birde, yapımda akıcılığı sağlayan yan boyutlar var. Bu bahsi geçenlerden en önemlisi westernlerin olmazsa olmazlarından, Blake'in peşine düşen ve her biri kendi başlarına birer usta olan ödül avcıları. "Ölü Adam" heyecanı ve hareketi daha çok bu kovalamaca ile sağlar.
Oyunculuklar bakımından ele alındığında, Johnny Depp'in kariyerinde en farklı performansı olduğu düşünebilir William Blake. Zira, Depp bütün sahnelerde, sanki oynamıyormuş gibi gözükür, bu doğal performansı Blake'i kabullenmemiz açısından bize büyük katkı sağlar. Depp dışında kadroda John Hurt, Gabriel Byrne gibi sıkı oyuncularda bulunuyor. Lakin, Blake performansından sonra en dolu dolu performans olarak "Hiç kimse"yi oynayan, Gary Farmer ön plana çıkıyor. Sessizliği, hayatı algılayışı, devinimleri ile unutulmaz bir karakter portresi çiziyor Farmer.
"Ölü Adam" ın finali, Blake'in gelişimini tamamlaması, çıktığı imgesel bir ölüm yolculuğuyla son buluyor. Jarmush ise en iyi filmlerinden birini, söylemek istediklerinin altını kalın kalın değil , daha sessiz çizerek bitiriyor.
Johnny Depp'in en sıra dışı karakterlerinden biri ile, Jarmusch'un en önemli, en katmanlı filmlerinden "Ölü Adam", sinema tutkusunu artırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder